Yazı(yorum)

Şükürsüz Mutsuzlar


Bazen hiçbir şey mutlu etmez insanı,ne ev ne araba ne para ne de sağlık...Sebebini kendi de bilmez ama yaşadığı hayat onu tatmin etmez belki de. Etrafındaki her güzel şeye gözleri kapalıdır ama en ufak bir olumsuzlukta mutsuzluğa açıverir kalbinin kapısını. Mutsuzluk misafirini kendi davet eder içeri...Hep klasiktir ya "küçük şeylerden mutlu olma" deyimi.O "mutsuz" bilmez küçük mutlulukların değerini...Günümüz dünyasına baktığımızda çokça görürüz böylelerini, her durumdan şikayetçidirler,onlardır dünyanın merkezi...Başını sokabildiği bir evi, onu evine götüren arabası, arabasına binebilecek ayakları, onu evde karşılayan çocukları, sıcacık bir çorbası vardır ama mutsuzdur işte...Çünkü açmamıştır hiç Yaradan'a ellerini,şükretmemiştir bir kere. O'na hakkıyla kul olmasa bile Yaradan'ı onu nimetleriyle perverde etmiştir. Olsun o bunların hiçbirini düşünme zahmetine girmemiştir...Allah, bizleri yaşadığı hayatın kıymetini bilen,onu hakkıyla yaşan,var olan nimetlere şükretmesini bilen kullarından eylesin...

"Yeşil Yol" ve düşündürdükleri


 
   "Yeşil Yol" denilince çoğunuzun kulağına "Patroon" sesi geliverir John Coffey'nin..Yıllar önce izlediğim ve her izlediğimde duygu yoğunluğu yaşadığım filmlerdendir Yeşil Yol...İzlemeyenlere tavsiye edebileceğim 1999 yapımı bir dram filmidir.İdam mahkumu John Coffey'nin sıradışılığı,masumiyeti ve gardiyan Paul Edgecomb ile aralarındaki iletişim izlenmeye değer...Söz konusu Amerikan filmi olunca siyah-beyaz çatışması filmde bariz görülüyor.Siyah bir mahkum kullanılarak bazı önyargılar yıkılmak istenmiş sanırım.Barbar,vahşi olarak bilinen siyah portresi burada masum,iyi niyetli ve insanlarla iletişim kurabilen siyahlar olarak farklı bir kimlik kazanıyor.İzlerken John Steinbeck'in meşhur kitabı "Fareler ve İnsanlar"'ın da izlerini gördüm filmde.Nasıl mı? Kitaptaki Lennie karakteri ile filmdeki John Coffey arasında benzerlikler var.İkisinin de iri yarı duruşu altında yatan duygusal kalpleri, insanlara yardım etme istekleri ve  belki de en önemlisi onları anlayan çok az insan oluşu.Tıpkı kitaptaki George ile filmde Paul gibi...Sözün özü bu muhteşem filmi izleminizi tavsiye ediyor,izleyenlerin yorumlarını bekliyor ve güzel bir hafta diliyorum :)

 

Birey denilen varlık


  Bugün şöyle bir içimize yolculuk yapalım.Gelişen şu modern dünyada "somutun içindeki soyutu" görelim.Ne dersiniz?
      Zaman değişti,teknoloji gelişti,merkeze "birey" yerleşti.O birey ki  Yüceler Yücesini unuttu, egolarına esir oldu."Bunu benden başkası yapamaz,ben olmasam bu işi hayatta halledemezler,bensiz bu şirket batar,benden daha iyi kimse yazamaz..." bitip tükenmek bilmeyen "ben" cümleleri...Sahi bu kadar önemli miydi birey dediğimiz bencil varlıklar? Herşeyin hakimi,belirleyicisi miydi yoksa şu kainattaki bir zerre den mi ibaretti? Sahi neydi birey? 'Ene'sini yani kendini sevmeye başlayan bu birey unuttu etrafındakileri, başkalarını sevmeyi, onları düşünmeyi. Yavaş yavaş bu birey kendini yalnızlığa itti,en ufak bir başarısızlık onu depresyona sürükledi.Bireysellik bencilliğe,bencillik yalnızlığa,yalnızlık mutsuzluğa dönüştü.
    Çağımızın hastalığı nedir diye sorsam ne cevap verirsiniz? Ben enaniyet derdim,insan kendini dünyanın merkezinde görmeye başladığı an,kendisi dışındaki varlıkları görmez oluyor.Bireyler narsistik kişilere dönüşüyor.Ne zaman ki egolarından sıyrılmayı başarıp etrafı görüyor işte ancak o zaman insan mutlu olabiliyor...
   


    

 

Bugün tam da zamanı...

   Bugün tam da zamanı...Kendinize zaman ayırmanın, iş güç koşuşturmasını biraz olsun bir kenara bırakıp nefes almanın, iç muhasebe yapmanın, günahlardan pişman olmanın, geriye dönüp bakmanın, mutsuzluklardan mutluluğa bir yol aramanın...Bunların hiçbirini mi yapamadınız? Oturup semaya ellerinizi açıp O'na kalbinizin derinliklerinden dua etmenin tam da zamanı.Rahmet kapıları açılıyor bu gece.Yaradanın sana sesleniyor:"Magfiret olunmak isteyen yok mudur, magfiret edeyim. Rızık isteyen yok mudur, rızık vereyim. Kim ne isterse vereyim!".Melekler "Amiin" diyor dualarına.Hadi o zaman istiğfar et yeni bir sayfa aç kendine,bu gece senin beraatin olsun.Kim bilir belki de bir dahaki beraate yetişmek nasip olmaz.O zaman bugün tam da zamanı dua etmenin, Rabbine bir adım daha yaklaşmanın...Beraat kandiliniz mübarek olsun,Allah kalbinizden geçenleri hakkınızda hayırlı eylesin...